YANIKLARDA İLK YARDIM

SİGARANIN ZARARLARI

Acil Yardım
AGIZ KOKUSU Agizdaki çirkin kokuya kisaca agiz kokusu veya halitosis denir.Tip tarihinde halitosis?e ait ilk yazili belgeler 8. yüzyilda Mohammedan okuluna aittir ama muhtemelen insanlar agiz kokusundan daha eski tarihlerden beri yakinmislardir. Bu belgelere göre agiz kokusunun tedavisinde gümüs kullanilmaktaydi. Agiz kokusunu bir hastalik olarak tanimlamak zordur. Her saglikli bireyin sabah uyandiginda agizinda çirkin bir koku bulunabilir. Bu sebeple kantitatif ölçümler yapilmadan fizyolojik ve patolojik agiz kokusu arasina keskin bir sinir koymak her zaman mümkün olmayabilir. Patolojik agiz kokusu günümüzde medeni toplumlar da dahil olmak üzere oldukça yaygindir, ayni zamanda sosyal bir incinme sebebidir. Psikolojik sorunlari beraberinde getirir. Agiz kokusunun sebep oldugu sosyal problemler biyolojik problemlerden daha fazladir. Hatta eger agiz kokusu sosyal bir problem yaratmasaydi belkide bir hastalik olarak görülmeyecek, tedavisi için emek ve gayret sarfedilmeyecekti. Agiz kokusundan yakinan bireyler sosyal yasantilarinda kendilerine olan güvenlerini kaybedebilirler. Insanlarin kendine olan güvenlerini artirmak amaciyla Japonya?da bir dishekimleri odasi, 2002 yilinda agiz kokusunu engellemek için lokal bir kampanya düzenlemistir. Tasinabilir bir halitometre, egitim programi ve gönüllü dishekimleri uygulamaya dahil edilmistir. Katilim %70 civarinda olmustur. ÖNBILGI: Koku, volatil (uçucu) ve aromatik (kokulu) kimyasal maddelerin, buharlasma yoluyla havaya karisan moleküllerinin, difüzyon yolu ile yer degistirerek, burundaki koku sinirinin (N. olfactorii) uçlarina varmasi ile algilanir. Bu sinir uçlari, burun üst measindadir ve aromatik kimyasal molekül ile uyarildiginda elektriksel sinyaller üretir. Bu sinyaller merkezi sinir sisteminde integratör merkezlere ulastiginda ?koku? olarak algilanir / tanimlanir. Serebral patolojilerin bir kisminda hasta hiç koku alamayabilir (anozmi), pek az koku alabilir (hipozmi), her kokuyu abartili olarak algilar (hiperozmi), sadece kendisinin duyabildigi aslinda olmayan bir kokuyu algilayabilir (psödozmi). Bazen burun mukozasinin infeksiyonlarinda da benzer durumlar görülebilir. Bu sebeple agiz kokusuna sadece dishekiminin degil, kulak burun bogaz ve nöroloji hekimlerinin de müdahalesi gerekebilir. ETYOLOJI: Agiz kokusunda altta yatan sebep çogunlukla dil papilleri arasina yerlesen proteolitik anaerop bakterilerin olusturdugu volatil sülfür bilesikleri (VSB) dir. Tanimlanmis birçok VSBvardir fakat en sik rastlananlari hydrogen sulfide, methyl mercaptan ve dimethylsulfide?dir. Bunlar bakterilerin ürettikleri çirkin kokulu uçucu gazlardir. Sebebi ne olursa olsun (psikosomatik olanlar hariç), halitosis kaynagini genellikle bu VSB?nden alir. Bu maddelerin dil sirtindaki konsansantrasyonlarini ölçmek için ticari aygitlar gelistirilmistir. Bunlar basitçe gaz kromotografisi ile çalisan sulfit detektörleridir ve halitometre adini alir. Bu cihaz ile fizyolojik agiz kokusu bulunan bireylerde yapilan ölçümlerde yaklasik olarak dil ucunda 0.006 µM, orta kisimda 0.4 µM ve dil kökünde 1,6 µM VSB konsantrasyonu bulunur. Halitosis yakinmasi olan bireylerde bu konsantrasyonlar çok daha yüksek bulunur. Dil ucundan, dil köküne dogru gidildikçe VSB konsantrasyonu artar. MAKALE: Agiz kokusu insanlarda çok büyük güvensizlikler yaratir. Nedense birçok insan sebebini yanlis yerde tahmin ediyor. Bu nedenle de çogu zaman yanlis çözümlere hatta antibiyotik gibi riskli önlemlere yelteniyorlar. Oysa evlerindeki imkanlarla çok daha kolay ve basit çözümler bulabilirler. Kozmetik sektöründe iyi para kazanilanalanlardan biri de kötü nefes kokularina karsi olan ürünlerdir. ABD'deki yillik tüketim sadece agiz sulari için 740 milyon dolar civarinda ve nane sekeri veya agiz spreyleri gibi 'agiz koku dispenserleri' için de yaklasik 625 milyon dolar para harcaniyor; Almanya'da ise bu rakamlar üçte bir civarinda oldugu tahmin ediliyor. Türkiye'de özellikle bir diziden sonra bu ürünlere yönelik satislar patlamis durumda, ancak kimse rakam vermek istemiyor. Halitoz ile ilgili, yani agiz kokusu sorunu ile bilim adamlari ancak son yillarda yogun olarak ilgilenmeye basladilar ve bu nedenle de bu konu hakkinda sanildigindan fazl önyargi bulunmakta. Amerika'da telefonda yapilan anketlerde ortalama her ikikisiden birinin pahali 'nefes temizleyici' sprey ya da agiz sulari kullanigi ortaya çikti. Güncel arastirmalar da gösteriyor ki, sadece yüzde 23'lük bir kesim arada sirada kötü bir agiz kokusuna sahip oluyorlar. Üstelik bu durumda sadece, agir baharatli bir yemekten ya da kahvalti yapilmadan sabahin erken saatlerinde oluyor. Insanlarin sadece %6'si sürekli agiz kokusu sorununu yasiyor. Bu bilgiler isiginda gerçekten doktora gitmeden ya da kendi imkanlari ile agiz kokusunakarsi önlemler almaya baslamadan önce gerçekten agiz kokusu sorununun var olup olmadigini iyi tespit etmek lazim. Bunu tespit etmek te hiç te zor degil. Size çok yakin olan esinize de sorabileceginiz gibi, çok yakin bir dostunuzun da bu konu da fikrini alabilirsiniz. Tam bir netice almak isteyenler ise: Bir kaç yildir gaz kromatograflar ve özel sülfit monitörleri var. Bunlar nefesin yapisini kesin olarak gösterebiliyorlar. Ancak bu aygitlarin yayginligindan bahsetmek pek mümkün degil. SEBEPLERDEN BIR TANESI: DILDEKI TABAKA Agiz kokusuna sebep olan faktörler arasinda çogu zaman vücudun hazm etme mekanizmasindaki sorunlardan kaynaklandigini düsünülüyor ve önlem olarak da bagirsak temizleyici maddeleri terapi olarak kullanmaya kalkisiyorlar. Yine bir baska kesim ise, dislerin agiz kokusunun sebebi oldugunu düsünürler ve pahali elektronik hijyen aletleri almaya kalkisirlar. Ancak gerçek su sekildedir: Vakalarin %90'inda agiz kokusu gerçekten agizdan kaynaklaniyor ve müsebbihi orada duruyor. Tel Aviv Üniversitesinden Prof. Mel Rosenberg bunu belirttikten sonra ana faktörlerin de dilin arka kisminda yuvalandigini vurguluyor."Bu tabaka tükürük tarafindan tam olarak temizlenemiyor" diyor. "Üstelik ufak burusukluklar arasinda da rahatça bakteriler yerlesebiliyor". Besin açisindan da dilin arka kismi çok uygun bir ortam oluyor nikroplar için. Zira bu kisma sadece yemek artiklari gelmiyor, ayni zamanda nefes borunlarindan gelen sekret sivilari da buraya düsüyor. Bu kesintisiz besin kaynagini mikroplar örnegin çürümüs yumurta kokusuna sülfirik hidrojene dönüstürüyorlar. Ya da ayak ayak kokusunu hatirlatan izo valeryan asitine ve hatta hayvan kadavlarinda bulunan kadaverine dahi dönüstürebiliyorlar. Ilk bakista bunlari okuduktan sonra dilin arka kismindaki bu bakteri istilasina karsi antibiyotik kullanimi mantikli gelebilir. Oysa bu 'terapi' bir çok sorunu da beraberinde getiriyor. Bu ilaçlar sadece kisa süreli olarak dildeki tabakayi gideriyor ve ayrica radikal etkisiyle de orada bulunan mantarlarin 'bakteriyel karsit maddelerini' de yok ediyor. Sonuç: dil tamamen yogun bir mantar tabakasiyla kaplaniyor. "Iste bu noktadan sonra isler ciddilesiyor" diye ikaz ediyor Dr. Rosenberg. Agiz sulari bakim antibiyotige göre daha az risk barindirsa da, sonrasindaki etkisive efekti de ona göre pek yok; eterik yaglarin, da 'örnegin çok sevilen nane yagi gibi' etkisi fazla abartiliyor.
 
ALKOL KULLANMANIN ZARARLARI
Kanser
Ağız Ve Diş Sağlığı Depresyon
Alerjik Hastalıklar Şizofreni
Beyin Ve Sinir Sistemi Apse
Cilt Sağlığı Lösemi
Çocuk Sağlığı Sıtma
Kuduz Tetanos